Emeklilik fonlarının performansı II: Karşılaştırma
ölçütüne göre performans (Nispi Getiriler)
Geçen
yazımızda emeklilik fonlarının enflasyona karşı performansını incelemiştik. Bu
yazımızda emeklilik fonlarının kendi karşılaştırma ölçütlerine göre
performansını (Nispi getiri) ele alacağız. Belirttiğimiz gibi karşılaştırma
ölçütleri emeklilik fonlarının karanlık yüzüdür diyebiliriz; varlıkları bilinir
ama onları görmek zordur
Nispi Getiri
Nispi getirinin ne olduğunu hatırlamakta fayda var: Finansın temel kavramlarında biri olan Risk-Getiri ilişkisidir: Hisse senedine yatırım yapan biri ile Devlet tahviline yatırım yapan birisinin (veya bir fonun) aldıkları riskler farklıdır dolayısıyla yüksek risk alanın getiri beklentisi de yüksek olması lazımdır. Buradan hareketle bir fon yatırımlarını hangi oranda hangi yatırım araçlarına yapabileceğini önceden ilan eder; örneğin hisse senetlerine en az %60 en fazla %90 oranında, devlet tahviline de %10 - %40 arasında bir oran gibi. Böylece fonun hangi risk kategorisine yatırım yapacağı anlaşılır ve getiri beklentisi de ona göre oluşur. Hisse senedi riski alınıyorsa bunu mevduat veya altın getirisiyle karşılaştırmak doğru değildir. Düzgün bir karşılaştırma yapılabilmesi için Fon kendi performans ölçütünü örneğin %75 BIST endeksi, %25 Devlet tahvili endeksi (ilgili KYD-BIST endeksleri) olarak belirler. Performans karşılaştırmasının da bu ölçüte göre yapılması en doğrusudur, çünkü alınan risk ve oranına göre karşılaştırma ölçütü belirlenmektedir. Aslında fon yöneticinizin ne kadar iyi olduğu, piyasadan fazla mı az mı kazandırdığının en iyi göstergesi bu ölçüttür. Dezavantajı ise her fonun kendine özgün bir karşılaştırma ölçütünün olması nedeniyle birbirleri ile karşılaştırmak bu açıdan zordur.
Nispi getirinin ne olduğunu hatırlamakta fayda var: Finansın temel kavramlarında biri olan Risk-Getiri ilişkisidir: Hisse senedine yatırım yapan biri ile Devlet tahviline yatırım yapan birisinin (veya bir fonun) aldıkları riskler farklıdır dolayısıyla yüksek risk alanın getiri beklentisi de yüksek olması lazımdır. Buradan hareketle bir fon yatırımlarını hangi oranda hangi yatırım araçlarına yapabileceğini önceden ilan eder; örneğin hisse senetlerine en az %60 en fazla %90 oranında, devlet tahviline de %10 - %40 arasında bir oran gibi. Böylece fonun hangi risk kategorisine yatırım yapacağı anlaşılır ve getiri beklentisi de ona göre oluşur. Hisse senedi riski alınıyorsa bunu mevduat veya altın getirisiyle karşılaştırmak doğru değildir. Düzgün bir karşılaştırma yapılabilmesi için Fon kendi performans ölçütünü örneğin %75 BIST endeksi, %25 Devlet tahvili endeksi (ilgili KYD-BIST endeksleri) olarak belirler. Performans karşılaştırmasının da bu ölçüte göre yapılması en doğrusudur, çünkü alınan risk ve oranına göre karşılaştırma ölçütü belirlenmektedir. Aslında fon yöneticinizin ne kadar iyi olduğu, piyasadan fazla mı az mı kazandırdığının en iyi göstergesi bu ölçüttür. Dezavantajı ise her fonun kendine özgün bir karşılaştırma ölçütünün olması nedeniyle birbirleri ile karşılaştırmak bu açıdan zordur.
Nispi getiri hesaplamaları Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenmiştir ve Fonun toplam getirisinden Karşılaştırma Ölçütünün toplam getirisinin çıkartılması ile bulunmaktadır.
Karşılaştırma Ölçütlerindeki yanlışlık
Karşılaştırma ölçütlerinde önemli
bir yanılma söz konusu. Hisseler için tüm fonlar karşılaştırma ölçütü olarak
“BIST 100” endeksini almakta. BIST 100 denildiği zaman herkesin ilk aklına
gelen ve fonların ölçüt olarak aldıkları “Fiyat endeksidir”. Ancak yatırımların
performansının ölçülmesi için kullanılması gereken “Getiri endeksidir”.
Aralarındaki fark getiri endeksinde ödenen temettülerin tekrar yatırıldığı
varsayılır ki emeklilik fonlarında bu temettüler aynı şekilde fonda
birikime yönlendirilirler. Fiyat endeksinde ise temettüler gözönüne alınmaz,
sadece fiyat hareketleri gözönüne alınır. Aradaki fark önemli midir? Kararı siz
verin: BIST 100 fiyat endeksinin 10 yıllık toplam değişimi %104 iken Getiri endeksinin değişimi % 165
‘dir! Ortalama yıllık %2,5’lik bir fark.
İleride göreceğimiz gibi zaten bu yanıltıcı ölçüt kullanmaktan dolayı sadece Hisse fonlar pozitif nispi getiri sağlamış gözüküyorlar. Kolaylıkla alt edilebilecek hedeflerin başarı ölçütü olarak konulması aslında tüm dünyadaki yatırımcıların bir sorunu olmakta.
Rakiplerine göre dezavantajlı konumda gözükeceğinden dolayı, hiçbir kimse tek başına doğru ölçüt olan “getiri endeksini” almaya geçemediği aşikar. Düzeltmenin sektörün etik düzenleyicisi konumunda olan Kurumsal Yatırımcılar Derneği (KYD) veya yasal düzenleyicisi olan SPK’dan gelmesini gerekiyor ve umarım bu konuda bir adım atarlar
Yönetim ücreti ayarlaması
Herhangi bir yatırım aracının
endeksine yatırım yapabilirsek emeklilik fonlarının karşılaştırma ölçütlerini aynen
tekrar edebiliriz. Her ne kadar
endeksler gerçek menkul değer olmayıp sadece bir hesaplama olsalar da, Batı’da artık
bu endeksleri takip eden pasif fonlar veya ETF (Exchange Traded Funds) gittikçe
yaygınlaşmakta. Bu fonların yönetim ücretleri de daha düşük seviyede olmakta. Ne
yazıkki ülkemizde henüz Karşılaştırma ölçütü olarak kullanılan KYD-BIST
endekslerini takip eden endeks fonlarımız yok. Ancak olsaydı yurtdışındakiler
gibi ortalama yıllık %0.35 oranında bir yönetim ücreti ödenmesi gerekirdi Bu nedenle
analizimizde karşılaştırma ölçütü getirilerini, sanki yönetim ücreti
ödeniyormuş gibi, bu oran kadar azaltarak daha doğru bir karşılaştırma yapılmış
olacağını düşünüyorum.
Vergi
Burada işler karışmaya başlıyor.
Mevcut vergi mevzuatına göre yatırım fonları %10 oranında vergiye tabi. Ancak
hisse senedi yatırımı vergisiz olduğundan, içeriğinin %80’den fazlası hisse
senedi olan fonlarda vergiden muaf oluyorlar. Kısacası bazı fonlar %10 vergiye
tabi iken bazıları vergiden muaf. Emeklilik
fonları %5’ten vergilendirilince hisse fonlarına göre %5 dezavantajlıyken,
diğer fonlara göre %5 avantajlı durumda kalıyorlar.
Değişik Yatırım araçlarının vergilendirmesi zaman içinde devlet tarafından değiştirilebilir. Gerek emeklilik fonları gerek diğer yatırım araçları aynı şekilde devletin dışarıdan düzenlemelerine açıktırlar, kısacası performanstan ziyade burada bir siyasi tercihe açıktırlar. Bu nedenle çalışmanın bu bölümünde bu sefer vergi öncesi rakamları karşılaştırmak daha doğru olacak.
Emeklilik Fonlarının karşılaştırma ölçütlerine göre performansları
Burada cevabını aradığımız soru birikimlerimizi emeklilik fonlarına değil de kendimiz aynı endekslere yatırım yapsaydık ne getiri elde ederdik şeklinde. Kısacası emeklilik fonlarının yönetimi ne kadar etkin? Bu seferde 10, 5 ve 3 yıllık sürelere toptan bakacağız. Nispi getiri verisine ulaşılan fon sayısı daha düşük olduğundan fon sayısı tekrar verilmektedir.
Aşağıdaki tabloda fon türlerine göre faaliyetteki fon adedi, net nispi getirileri, yıllık %0.35 oranında fon işletim gideri yüklenmiş nispi getirileri ve nihayet ortalama yıllık nispi getirileri yeralmaktadır
10Yıl
|
||||
Tanımlanan Fon Türü
|
Fon sayısı
|
Net Nispi getiri
|
Yönetim ücreti düzeltilmiş
Nispi Getiri
|
Ortalama Yıllık Performans
|
Altın
|
0
|
-
|
-
|
-
|
Esnek - Dengeli
|
13
|
-38.7%
|
-35.1%
|
-4.2%
|
Esnek - Uluslararası
|
4
|
-71.2%
|
-67.6%
|
-10.7%
|
Hisse
|
14
|
17.4%
|
21.0%
|
1.9%
|
Kamu Dış Borçlanma
|
16
|
-85.6%
|
-82.1%
|
-15.8%
|
Kamu İç Borçlanma
|
16
|
-43.8%
|
-40.3%
|
-5.0%
|
Katkı
|
0
|
-
|
-
|
-
|
Likit
|
15
|
-16.5%
|
-12.9%
|
-1.4%
|
ÖST
|
0
|
-
|
-
|
-
|
Standart
|
3
|
-65.6%
|
-62.1%
|
-9.2%
|
Özel grup Fonları
|
1
|
-20.9%
|
-17.3%
|
-1.9%
|
Toplam/Ağırlıklı
Ortalama
|
82
|
-41.1%
|
-38.8%
|
-5.6%
|
Yukarıdaki tabloda tek pozitif nispi getirinin hisse fonlarda olduğu görülmektedir. Bunun nedeni ise, ne yazık ki yukarıda belirttiğimiz gibi, yanlış ölçüt kullanılıyor olmasındandır. Bu fonlar %100 hisse senedi olmadıklarından 10 yılda %104 yerine %165 almak haksızlık olabilir. Ama düzgün ölçüt kullanıldığında o fonlarında eksi nispi getiri getirecekleri aşikârdır.
3 ve 5 yıllar için olan analizde
aşağıdaki tabloda verilmektedir:
Veri Kaynağı: Rasyonet
3Yıl
|
5Yıl
|
|||||
Tanımlanan Fon Türü
|
Fon sayısı
|
Yönetim ücreti
düzeltilmiş Nispi Getiri
|
Ortalama Yıllık
Performans
|
Fon sayısı
|
Yönetim ücreti
düzeltilmiş Nispi Getiri
|
Ortalama Yıllık
Performans
|
Altın
|
10
|
-6.8%
|
-2.3%
|
0
|
-
|
-
|
Esnek - Dengeli
|
29
|
-1.6%
|
-0.5%
|
26
|
-3.1%
|
-0.6%
|
Esnek - Uluslararası
|
6
|
-4.8%
|
-1.6%
|
6
|
-5.3%
|
-1.1%
|
Hisse
|
25
|
9.8%
|
3.2%
|
22
|
15.9%
|
3.0%
|
Kamu Dış Borçlanma
|
23
|
-6.5%
|
-2.2%
|
22
|
-15.3%
|
-3.3%
|
Kamu İç Borçlanma
|
26
|
-4.1%
|
-1.4%
|
25
|
-7.8%
|
-1.6%
|
Katkı
|
25
|
0.0%
|
0.0%
|
0
|
-
|
-
|
Likit
|
21
|
-0.3%
|
-0.1%
|
20
|
1.9%
|
0.4%
|
ÖST
|
2
|
-3.3%
|
-1.1%
|
0
|
-
|
-
|
Standart
|
22
|
-4.8%
|
-1.6%
|
8
|
-10.2%
|
-2.1%
|
Özel grup Fonları
|
2
|
2.6%
|
0.9%
|
2
|
8.1%
|
1.6%
|
Toplam/Ağırlıklı Ortalama
|
191
|
-2.1%
|
-0.7%
|
131
|
-4.4%
|
-0.9%
|
İyi haber yıllar içinde kötü performans azalmaya başlamış, kötü haber performans hala negatif!
Hesaplamalarda ağırlıklı ortalama kullanıldığından büyük fonların kötü performansının sonuçları aşağıya çekmiş olma ihtimaline karşı pozitif nispi getiri sağlayan fonların adetsel rakamını da çıkardım ve sonuç pek farklı değildi:
Pozitif Nispi getiri sağlayan fon sayıları
|
3 Yıl
|
5 Yıl
|
10 Yıl
|
Net Nispi getiri sağlayan fon sayısı
|
42
|
36
|
15
|
Toplam Fon Sayısı
|
191
|
131
|
82
|
Net Nispi getiri oranı
|
%22
|
%27
|
%18
|
Brüt Nispi getiri
|
133
|
100
|
58
|
Brüt Nispi getiri oranı sağlayan fon sayısı
|
%70
|
%76
|
%71
|
Veri Kaynağı: Rasyonet, TÜİK
Yönetim Giderleri
Emeklilik fonları aslında kendi
karşılaştırma ölçütlerine göre brüt olarak gayet iyi bir performans çizmişler.
Brüt nispi getirilerle bir analiz yapıldığında bu rakamlar pozitif çıkmakta:
%70-75’i benchmarklarına göre daha iyi bir performans göstermiş. Örneğin basit
ortalamalarla alındığında 5 yıllık brüt nispi getiri (yönetim ücreti
düşülmemiş) artı %9.78 iken yönetim giderleri düşüldükten sonra bu rakam (eksi)
- % 4,1’e düşüyor.
Bu ne anlama geliyor? Fonlarımızın
düzgün hatta gayet iyi yönetildiğini ancak bu yönetiminde bizi zarara uğratacak
kadar pahalıya yapıldığı sonucu çıkartabiliriz. Fonlar pasif endekslerden daha
iyi performans gösteriyorlar ama bize bir faydası olmuyor.
Bu portföyleri yönetmek neden bu
kadar pahalı? Bu konuda yaptığım araştırma neticesinde Yönetim ücreti altında
ödenen giderlerin %50’sinin “dağıtım giderlerine” gittiğini öğrenmek sizi de
şaşırtabilir. Kabaca %15’inin portföyümüzü yöneten şirketlere, %35’inin ise
emeklilik şirketine gittiğini söyleyebiliriz.
Dağıtım giderini biraz
kurcalayınca BES fonlarını bize satmak için ağırlıklı banka şubelerine ödenen
komisyonlar olduğu ortaya çıkıyor. Sonuçta ne satın alırsak alalım dağıtım
giderini açık veya gizli ama bir şekilde öderiz: Markete kadar ulaştırılan
gıdalar, evimize kadar ulaşan elektrik vb. Ancak BES’te bu dağıtım giderlerine
ne kadar ihtiyacımız var biraz daha irdelenmesi gerekiyor. Otomatik BES’te yönetim
gideri tavanının %0,85 olarak belirlenmiş olmasının nedenide şüphesiz katılımın
“zorunlu” olup dağıtım eforuna gerek duyulmamasındandır.
SONUÇ
Katılımcıların emeklilik fonları
yerine kendilerinin endeks fonlara yatırım yapmaları pek pratik olmaz. Ancak
emeklilik fonlarının da müşterilerinin katılımcılar olduğunu hatırlamalarında
fayda var. Emeklilik fonlarının düşük yönetim ücretli endeks fonlar kurarak bu
birikimleri yönetmeleri en doğru çözüm olarak gözükmekte.
Sonuç olarak Devletin bizi BES’lediği, emeklilik fonlarının da bizden BES’lendiği bir durum sözkonusu.