4 Nisan 2021 Pazar

Yatırım fonlarının vadeli mevduata dayanılmaz çekiciliği

Arjantin’den Müdür

“Başımıza bari Arjantin’den bir müdür getirin!” diye haykırmıştım. 1986 yılının bir gününde, Citibank hazine biriminde, ayrılan müdürün yerine başımıza getirilecek yeni müdürün hangi niteliklere sahip olması gerektiği konusunda, son derece katılımcı bir tutumla, bizim de düşüncelerimiz sormuşlardı. Bankacılık tecrübeleri %5-8 enflasyon/faiz bandında oluşan yabancı yöneticilerin kurdukları sistemler Türkiye’nin %60’lık enflasyon ortamında sapıtıyordu. O çıkışımla bundan sonra gelecek müdürün yüksek enflasyon altındaki piyasalarda tecrübesiyle bizi yönlendirebilmesi gerektiğini ifade etmiştim. O zamanlarda, bugünkü gibi, Arjantin hiper enflasyon altındaydı, Türkiye ise yine bu konuda Arjantin’in ensesindeydi. Demek ki 35 senede dünya değişse de bu iki “gelişmek istemeyen ülkede”  bir şey değişmiyor.

Bir milleti millet yapan yaşadıkları enflasyondur

Son zamanlarda Türkiye’de enflasyon tekrar yükselmeye başladı. Aslına bakılırsa Türkiye’de enflasyon ile mücadele hiçbir hükümetin öncelikli hedefi olmadı, enflasyonda geçici tek haneye düşüşler tamamen gelen dövizlerin Türk Lirasının değer kaybını önlemesi sayesinde oldu. Oldukça derin ve ayrıca irdelenmesi gereken bu konuyu fazla uzatmadan, enflasyona fazlaca alışık olan bizim kuşaktan enflasyona pek alışık olmayan Y ve Z kuşağına tecrübelerimizi aktarmaya çalışacağım.

Bu yazımda, aslında her ikisi de devletin kontrolü ve sorumluluğunda olan, enflasyon ve verginin birikimlerinizi nasıl etkilediğini yatırım fonu ile vadeli mevduatı karşılaştırarak inceleyeceğim. Teorik bazlı bir analiz olduğundan kullandığım stopaj oranları yürürlükteki oranlar değildir. Son 10 yıldır mevduat stopaj oranlarının ortalama %15, yatırım fonlarının ise ortalama %10 olduğunu belirteyim. 2020 sonunda her iki yatırım aracı için bu oranlar 3 aylığına %0’a çekilip, sonra 2 ay daha uzatıldığı açıklandı. Bu indirimler geçici olduklarından analizimin geçerliliğini koruduğunu söyleyebilirim.

Enflasyonun finans matematiğini sınırlara taşımak gibi bir özelliği vardır. %5 enflasyon ortamında önemsiz gözüken farklar %50’de devasa boyuta gelebilirler. Enflasyonun veciz sözü ”Borçlarını ötele, alacaklarını hemen tahsil et” şeklindedir. Tabii vergi dahil hiçbir borcu ödememek ideal bir durum olsa da, devlet vatandaşlarının ferasetini bildiğinden bu yatırımlarının vergisini stopaj yoluyla kesmektedir.

Türkiye’de stopaj şahıslardan geliri elde ettiği anda kesilir: 100 TL yatırıp bir yıl sonra 20 TL gelir ettiyseniz %10 stopaj oranıyla 2 TL vergi kesildikten sonra elinize 118 TL geçer.

Ancak stopajın kötü bir tarafı diğer bazı vergilerde olduğu gibi enflasyon etkisini göz önüne almamasıdır. Yukarıdaki örnekte eğer enflasyon da %20 ise aslında sizin reel anlamda herhangi bir kazancınızın olmamasına rağmen bundan %10 vergi verdiniz. Kısaca artık %1.67 (118/120-1) daha fakirsiniz.

Bu olguyu uzun vadeye taşırsanız olaylar daha dramatik hale gelmekte. Önce temel bir farklılığa dikkat çekelim: Vadeli mevduatlar en uzun 1 yıllık olurken, yatırım fonlarının çoğunlukla herhangi bir vadeleri yoktur. Eğer birikimlerinizi uzun vadeli değerlendirmeyi, 10 yıl gibi, düşünüyorsanız, o zaman vadeli mevduatınızı yılda bir kezden toplam 10 kere çevirmeniz gerekirken, yatırım fonunu bir kere almanız yeterlidir.

Öncelikle enflasyon vergilendirmesinin her iki araçta nasıl etki yaptığını varsayımsal bir örnekle inceleyelim:

Her ne kadar şu anda değişik stopaj oranlarında vergilendirilseler de, doğru bir karşılaştırma olması için her ikisinin stopaj oranlarını eşit (%10) aldım. Benzer şekilde her ikisinin de getiri oranlarını eşit (%10) aldım.

2 yıllık 100 TL bir yatırımda enflasyon da, getiri oranı da %10 olduğunda yatırım fonundan 21 TL gelir elde edilmekte. 2,10 TL vergi sonrası elde kalan tutar 118,90 olmakta.

Mevduatta ise 1 senenin sonunda elde edilen 10 TL’lik gelirden 1 TL vergi kesilmekte. Kalan 109 TL tekrar yatırıldığında bu sefer 10,9 TL gelir edilmiş oluyor, 1,09 TL vergi sonrası kalan tutar 118,81 TL oluyor.



Fonların vadeli mevduata dayanılmaz çekiciliği

Her iki tutar birbirine yakın ve fark önemsiz gözüküyor. Ancak doğru hesabı yapmazsanız enflasyon canavarı ve vergi idaresinin sonraki öğünü olmanız işten bile değildir. Aynı örneği bu sefer %25 enflasyon ve getiri oranı ile 20 yıllık bir birikim için yapınca çıkan tablo aşağıdadır:

Görüldüğü gibi yatırım fonunda kayıp vergi oranına yakın olurken, mevduatta bu oran %35’lera dayanmakta!

Aynı getiri ve vergi oranına sahip iki yatırım aracının enflasyon altında bu kadar farklı olmasının sebebi, yukarıda yazdığım gibi, mevduatta verginin her vade sonunda ödenmesi nedeniyle yatırımdan kayıp verilmesidir. Her yenileme dönemi sonunda ödenen vergi yatırılacak tutarı azaltarak bu duruma neden olmaktadır. Burada Einstein’dan bir alıntı yapalım “Bileşik faiz dünyanın sekizinci harikasıdır. Onu anlayan kazanır, anlamayan bedelini öder.”

Değişik enflasyon oranlarına göre, yine 0 reel getiri üzerinden, 20 yıllık yatırımların reel değerinin nasıl geliştiği ile ilgili grafiğimiz de aşağıda sunuyorum:



Görüldüğü gibi fonlarda kayıp %10’luk vergi ile sınırlanırken, mevduatta iyi haber üstüne para vermiyorsunuz!

Dolayısıyla Mayıs sonuna kadar uzatılan bazı yatırım fonlarındaki stopaj oranının sıfırlanması kararının enflasyondan gerçekten korunmak isteyen yatırımcılar açısından büyük bir fırsat olduğunu söyleyebiliriz.

Üstelik bu sıfır vergi oranı para çekilmediği sürece yatırımcının ömrü boyunca dek sürecek. Sanırım bu kararı alanlar Türk yatırımcıların kısa vadeciliğine güvenerek bu kararı alabildiler.  Yatırımcının ömrü boyunca hiç vergi ödemeyeceği bir tasarruf aracı yaratılması vergi idaresi açısından bir kabus olsa gerek.

Arjantin’den müdür geldi mi diye merak ediyorsanız, o pozisyona gelmedi, daha sonraları Venezuela’dan bir yönetici geldi, ama o zamanlar Venezuela bir yüksek enflasyon ülkesi de değildi.