9 Mayıs 2021 Pazar

İmparatorluğun intikamı (The Empire stikes back)

Önceki “Yatırım fonlarının mevduata dayanılmaz çekiciliği” başlıklı yazımda yatırım fonlarında stopaj birikim döneminin sonunda ödenirken, bu verginin mevduatta her vade sonunda ödenmesi nedeniyle yatırımdan kayıp verilmesi ve bu yüzden yüksek enflasyon ortamında fonların dayanılmaz bir çekiciliğinin olmasını işlemiştim.

Peki, geçen yıllarda gerçekleşmeler nasıl olmuştu? O yazımda eşit şartlar (aynı faiz, aynı vergi oranı) altında bir analiz yapmıştım. Şartlar eşit değildi tabii. Bu yazımda ise 2004 yılından bugüne gerçekleşmeleri inceleyeceğim ve bu iki yatırım aracının 16 yıllık performans karşılaştırmasını yapacağım.

Yatırım fonlarının geçmiş verilerini bana sağlayan ve bu konuda Türkiye’nin en yetkin kuruluşu olan Rasyonet’e teşekkürlerimi belirtmek ve meraklıların mutlaka Rasyonet’in fon ürünü RatesXpert ile fon modülü Portfoliobase’i incelemelerini tavsiye ederim.

Çalışma hakkında bilgiler 

Öncelikle çalışma hakkında bazı ön bilgiler vermek gerekiyor:

  • Türkiye’de mevduat ağırlıklı olarak 3 aya kadar vadeli olarak tutuluyor. Bunun önemli bir sebebi enflasyonun artması halinde yükselen faizlerden yararlanmak isteğidir. Buna karşın son yıllarda stopaj oranlarında 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduata avantajlı stopaj oranları uygulanmaya başlanıldığından bu vadeyi de ele aldım.
  • Gerçekleşen enflasyon ile gerçekleşen getiriyi karşılaştırdım. Genelde reel faiz hesabı yapılırken bugün verilen faiz oranı ile geçen 12 ayda gerçekleşmiş enflasyon karşılaştırılır. Ancak bugün 12 aylık olarak yatırılan mevduatın gerçekten ne kadar reel faiz verdiğini ancak 12 ay sonra anlayabiliriz. Çalışma geçmiş performanslara dönük olduğundan gerçekleşen enflasyon/faiz analizini yapabildim.
  • Varlık sınıflarına göre fonlar hayli geniş bir yelpazeye yayıldıklarından genel bir fon ortalaması yapmak çok doğru olmaz. Bu nedenle risk açısından mevduata en yakın olabilecek tahvil fonlarını aldım. Bu konuda 2016 yılı öncesi için Rasyonet’in RASYTFBBONO endeksini, 2016 sonrası için yine Rasyonet’in RASDBTSTRMNTS endeksini kullandım. Mevduat faizi olarak TCMB’nin yayınladığı ortalama faizleri kullandım.
  • Karma/değişken fonlar yapıları itibariyle değişik varlıklara yatırım yaptıklarından aslında mevduat ve devlet tahvili ile karşılaştırmak çok doğru değildir. Ama fon yöneticisinin zamanlama konusunda yeteneklerini de öne çıkarttıklarından çalışmada yer ayırdım. Çalışmada bir diğer fon olarak Değişken fon endeksi (RASYTFBDEGISKEN ve RASMXDVRBL) kullandım.
  • Performanslar stopaj vergisi sonrasıdır.

Brüt getiriler

Vadeli mevduat ve fonların yıllar itibariyle brüt reel getirileri aşağıdaki tabloda görülebilir. Fonlarda stopaj elden çıkartıldığında kesildiğinden karşılaştırma yapılabilmesi için burada brüt getiriyi kullanmak zorunda kaldım.

Fon fiyatlarının, dolayısıyla getirilerinin, piyasada sürekli güncellenmelerinden dolayı Borçlanma araçları fonu (BA Fon) getirisinin mevduata göre daha inişli çıkışlı bir seyir izlemesi normal. Hemen göze çarpan noktalar:
  • Her iki yatırım aracının 2010 yılına kadar ciddi oranda reel getirisi olmuş
  • Mevduat 2017 yılı dışında hep enflasyonun üzerinde brüt faiz getirmiş
  • Fonlar ise 2010-2017 döneminde genelde negatif reel getiri alanında kalmış

Toplam Net getiriler

Toplam net getiri olarak adlandırdığım analiz herhangi bir senede başlatılan yatırımın 2020 sonunda ulaştığı değeri gösteriyor. Örneğin 2004 yılında mevduata veya fona yatırılan para stopaj sonrası bugün kaç misli oldu? Bu çalışmayı enflasyondan arındırılmış reel olarak vermek daha anlamlı olacağında grafik reel birikimleri vermekte

Bu rakamların stopaj sonrası net gelirler olduğunu unutmadan, 2014’ten önce mevduata yapılan yatırım bariz bir şekilde fona karşı üstün gözüküyor. Bu fark 2014’ten sonra tersine dönmeye başlamışsa da uzun bir süre BA fon mevduata rakip olamamış.

Bu bulgular geçen yazıma tam ters sonuçlar veriyor! Bunun başlıca nedenlerinden biri teorik çalışmada her iki yatırım aracının aynı getiriyi verdiklerini varsaymak gerekliliği idi. Gerçekte ise getiriler tabii ki değişkenlik gösterecekleridir. İkinci bir neden ise inceleme döneminde enflasyon ortalama %10’lar civarında oluşmuş. Söz konusu çalışmada zaten %10 seviyesindeki bir enflasyon ortamında farkın fazla olmayacağı belirtiliyordu.

Her iki yatırım aracı 2009 yılında kadar ciddi reel faiz getirirken, reel getiri ancak BA Fonlarda 2015 yılından sonraki yatırımlarda söz konusu olmuş.

Net Reel getiri oranları

Gelelim son analiz olan yıllık net reel getiri oranlarına. Burada yine herhangi bir yılda yapılan yatırımın 2020 sonu itibariyle elde edilen ortalama yıllık reel getiri oranını buluyoruz.

  • 2004-2009 yılından beri mevduata yatırım yapanlar bu 10-15 senelik yatırımları karşılığında reel getiri elde ederlerken, daha sonra bu yatırım aracını tercih edenler yatırımlarını enflasyona karşı korumakla yetinmişler. 2014 sonrasında bu yatırım aracını tercih edenler ne yazıkki, 2018 yılı haricinde, negatifi reel faiz alanında dolaşmışlar.
  • BA Tahvil fonları ise yine 2004-2008 döneminde mevduat kadar olmasa bile pozitif bir reel getiri oranı sağlarken, 2009-2015 yılları karanlık yıllar olarak devlete verdikleri borcun üstüne bir de para vermiş gözüküyorlar. 2017’den itibaren tekrar yatırımcısının yüzünü güldürmeyi başarmış

Aynı analizi Karma/değişken fonlar ve 1 yıl üstü mevduat için yapıldığında ortaya çıkan grafik ise aşağıdadır:

Her iki yatırım aracının da sürekli reel getiri oranında kalması, en çok tercih edilen yatırım araçlarının en iyileri olması anlamına gelmediğinin iyi bir örneği olmaktadır.

Sonuç:

3 aylık mevduatın stopaj oranı genelde yatırım fonlarından yüksek olmasına rağmen 2014 yılına kadar yatırımcısına daha iyi getiri sağlamış.

2015 yılından itibaren enflasyonun artmaya başlamasıyla değindiğimiz erken ödenen vergilerin etkisi hissedilmeye başlanmış ve getirilerin negatif olmasının tek sebebi olmasa bile katkısı olmuş.

Yüksek enflasyon zamanlarında yüksek oranlardan yapılan yatırımlar, 2004 yılından itibaren enflasyonda görülen kademeli düşüş nedeniyle, ciddi oranlarda reel getiri sağlamışlar.   Anlaşılan ekonomi yönetimi de sırf bu yüzden, enflasyonu düşürmek bir yana, sürekli artırarak faiz lobisi ile mücadele etme yoluna gidiyor.