Yaptığım ve paylaştığım BES fon gruplarının performansları
çalışmasında kullandığım bir takım varsayım ve teknikleri burada açıklamaya
çalışacağım. Yazıları bu teknik açıklamalarla boğmamak için merak edenler
kişiler için bu metodolojiye bağlantı vereceğim. Umarım yeterli ve açık
olmuştur
Çalışmanın
esasları
Aylık düzenli bir birikim olan BES’te başlangıç ve sonuç endeksine
bakıp sonuç çıkarmak yanlış değilse bile eksik bir yöntemdir. BEs fonlarının
performansını incelerken aşağıdaki unsurlar göz önüne alınmalıdır:
1.
BES periyodik birikim esaslıdır: Başlangıç ve sonuç endeks ve
getirilerinin bize söylediği tek şey eğer tüm birikimimizi başlangıç tarihinde
BES’e yatırıp bir daha hiç para ekleyip çekmeseydik paramızın reel olarak
geleceği seviyedir. Halbuki biz BES’e her ay para yatırıyoruz. Ocak 2004
yılında 100 TL yatırdığımız gibi Şubat ayında da 100 TL yatırıyoruz ve böylece
belki 20 yıl boyunca her ay düzenli katkı payı ödeyip biriktiriyoruz. Her yıl
katkı payımızı enflasyon oranında artırıyoruz. Kısaca Ocak 2004’te yatırdığımız
katkı payı Aralık 2020’de 828 TL olabilir ama Ağustos 2010 yılındaki 172 TL’miz
ne oldu? Meraklısı için not: Ağustos’taki 172 TL Ocak 2004’teki 100 TL’nin
enflasyon oranında artırılmış eşdeğeridir.
Görüldüğü gibi yatırılan her katkı payı değişik zamanlarda yatırıma yöneldiği için hepsi değişik tutarlarda getiri elde etmişlerdir. Dolayısıyla ödeme serilerinin incelenmesi gerekmektedir.
2. Vergi: BES’te elde edilen gelirlerden belirli bir oranda vergilendiriliriz. BES son derece regüle bir yapı olduğundan bunda kaçınma imkanı da, ne yazık ki, yoktur. Değişik yatırım araçlarının karşılaştırılması yapılırken vergi öncesi getirilere bakmak daha doğrudur, herkesin vergilendirilmesi değişik olabilir. Ancak enflasyonun ne vergi verme, ne de yatırım aracı seçme alışkanlığı yoktur, herkesten ve herşeyden alıp götürür. Biz getirilerimizden vergi verir ve kesintiye uğrarken enflasyondan bir kesinti olmaz. Bu nedenden dolayı vergi sonrası getirilere bakmak gerekmektedir. Genelde araştırmalarda göz ardı edilen nokta tam da bu vergi kısmıdır. Vergilendirme kademeli olarak sistemde kalma süresine bağlı olarak azalmaktadır: Erken ayrılmada %15 olan vergi oranı emeklilik hakkı kazananlar için %5’e iniyor. Sistemden emeklilik hakkı kazanmaya göre baktığımızdan vergi oranını %5 olarak hesaplayacağız.
3. Karşılaştırma kriteri: Çalışmalarımda karşılaştırma kriteri olarak enflasyonu almamın bir nedenini yukarıda anlatmış oldum. Diğer nedeni için herkesin karşılaştırma kriteri başka olabilir, kimisi altına endekslerken, kimisi dövize, kimisi ise bir yatırım sepetine endeksleyebilir. Yaratıcılık ve seçimde sınır yok gibidir, ama enflasyon herkesin ortak olarak yaşadığı bir olgudur, bir bayrak altında toparlar gibidir!
4. Yönetim gider kesintisi: Emeklilik fonlarının yönetilmesi nedeniyle toplam birikim üstünden belirli bir yönetim gideri kesilmektedir. Devlet katkılarının yönetildiği “katkı” fonlarında ve “OKS” fonlarında bu gider daha düşükken diğer (gönüllü) fonlarda yıllık %0,75 ile %2,25 arasında değişmektedir. Doğal olarak yatırımcıyı ilgilendiren yönetim ücreti düşülmüş net getiridir. EGM endekslerinde belirtilen getirilerde zaten bu net rakamlar olduğundan herhangi bir ayarlamaya gerek yoktur.
5. Zaman aralığı: BES en az 10, ortalama 20 yıllık bir yolculuk. Birkaç dönemin performansına bakıp bir sonuca ulaşmak yanıltıcı olur. 3 sene birikim yapmış birisinin emekliliği hak etmesine en az 7 yıl, genelde 17 yılı daha var. Kısacası daha yolculuğun başında elde edilen performansın fazla bir önemi yok. Maraton koşarken erken depar fazla anlamlı pek olmaz. Belirli bir dönemde yapılan yüksek performansa karşı dengeleyecek düşük performans olasılığı aynı derecede vardır. Bu nedenle çalışmalarımın anlamlı olması için emekliliğe hak kazanmış (en az 10 sene katkı payı ödemiş) veya artık sonraki performansların genelde fazla etki etmeyeceğini düşündüğüm (emekliliğe en fazla 3 yıl kalmış) dönemleri incelemeyi tercih ediyorum.
6. İncelenen fon grupları: En az 7 yıllık bir geçmişi olmayan dönemleri incelemediğimi yukarıda anlatmıştım. Bu nedenle en az 7 yıllık bir verisi olmayan fon grubu da incelemeye girmiyor haliyle.
7.
Neden BES Tüm endeksi de inceleniyor? Aslında kimse endekse
yatırım yap(a)mıyor, onu teşkil eden fonlara yatırım yapıyor. Ama endeksin portföy
büyüklüklerine göre ağırlıklandırılmaları nedeniyle bu rakamın ortalama BES
yatırımcısının performansını izleme olanağını verdiğini kabul edebiliriz. Tabii
ağırlıklı bir ortalamanın oluşması için katılımcıların yarıya yakın belirli bir
kısmının ortalamanın altında kalması matematiksel bir gerçek olsa da, altta
kalanın sizin olmamanız için bolca dikkat ve dua etmek lazımdır.
Veriler
ve grafikler ne anlama geliyor?
Çalışma BES sistemine herhangi bir dönemde başlayan
katılımcının o fon grubundaki performansını değerlendirmeye yönelik. Örneğin 1
Ocak 2004’te sisteme katılan, kısacası 31.12.2020 itibariyle 17 yıl=204 aydır
düzenli ve eşit katkı payı ödeyen birisi performansını görebilir. Benzer
şekilde yatay eksendeki 1 Ocak 2010 tarihi ise o tarihte BES sistemine katılmış
birisinin toplam birikim (10 yıl=120 aylık) performansını göstermekte.
Reel iç verim oranı: Yatay eksende BES sistemine katılım tarihi yer almaktadır. Aşağıdaki grafiğe göre, örneğin Temmuz 2007 tarihinde BES sistemine girmiş bir katılımcının devlet katkısı olmadan (kırmızı çizgi) reel iç verim oranı %1,5, Devlet katkısı ile beraber yıllık %3,5 olarak gözükmektedir. Bunu anlamı Temmuz 2007’den Aralık 2020’ye kadar geçen sürede (12,5 yıl) yatırmış olduğu katkı payları enflasyonun %1,5 üstünde, devlet katkısı ile beraber hesaplandığında %3,5 üstünde getiri getirmiş demektir.
Bugünkü Değer: Bu grafik ilgili fon
grubunun enflasyona göre yıllar içindeki performansını göstermektedir. Örneğin
aşağıdaki grafikte raporlarda Yatay eksende BES sistemine katılım tarihi yer
almaktadır. Aşağıdaki grafiğe göre Ocak 2004 yılında yatırılan 1 TL reel olarak
bugün (31.12.2020) yaklaşık 1.70 TL olarak %70 değer kazanmış. Buna karşın Temmuz
2010 tarihinde yatırılan 1 TL reel olarak aynı kalarak %0 reel değer kazanmış
Bunlar dönemsel performans, burada asıl önemli olan tabii ki birikimli yıllık getiri
oranları: sonuçta elimize geçecek olan reel birikimi belirleyen bu performansların
birikimli haline bakmak lazım.
Devlet Katkılı iç verim oranı: Devlet Katkılı iç verim
oranı sisteme yeni katılanların iç verim oranlarının üstel bir şekilde arttığı
görülüyor. Olay %25 devlet katkısının
daha az seneye yayılmasından kaynaklanıyor. 2004 yılında giren %25 katkıyı 16
yıl için alır ve bu iç verim oranına yıllık %1,40 [1,25^(1/16)-1] olarak
yansırken, 2013 yılında giren bir katılımcı için bu yıllık %3,24 olarak
yansımakta; dolayısıyla zaman geçtikçe bu oran düşmekte.
Bu durumu göz önüne alarak bir ayarlama yaptım. EGM verilerine göre, Türkiye’de BES ve OKS katılımcılarının, sisteme katıldıkları tarih itibariyle, ortalama yaşları 35 civarında. Dolayısıyla ortalama 20 sene sistemde kalmaları bekleniyor. Bende her katılımcının 20 yıllık bir birikim yapacağı ve kalan sürede yatırım ve katkı paylarından enflasyon kadar, yani 0 reel getiri kazanacağı varsayımı ile bir “normalizasyon” çalışması yaptım ve BES Tüm endeksi için aşağıdaki grafik meydana çıktı:
Dikkat edilmesi gereken bir konu bu getiriler 1 aylık
iken iç verim oranları yıllık olarak verilmektedir. Diğer bir deyişle her bir
getiri oranı 12’ye bölünürse iç verim oranı ile karşılaştırabilir olabilir.
Örneğin Temmuz 2008’deki %20’lik reel getiri 1 ay içindir, dolayısıyla katkısı
yıllık bazda sadece %20/12= %1.67.
Burada bir tutarsızlık var gibi gözükebilir. 2009 yılında
sisteme girip 2019 yılında çıkan birisinin neredeyse bütün bu süre boyunca aylık
%1’in altında reel getiri elde etmişken, bir önceki grafikte bu kişinin yine
devlet katkısız reel %1,5 elde ettiği gözüküyor. Yukarıdaki grafik katılımcının
31.12.2020 tarihine kadar sistemde kalmaya devam ettiğine göre hazırlanmıştır.
Dolayısıyla bu tarihten sonraki performansların da iç verim oranı hesaplamasına
katıldığını belirtmek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder