Stairway to heaven
Geçen
yazımda TL borçlanma araçlarının kötü performansının BES sisteminin bir
eleştirisi olarak algılandığını gördüm. Benim BES sistemi ile eleştirilerim
veya endişelerim güven sorunu ile ilgilidir. Fon performansları daha ziyade
içinde bulundurdukları yatırım araçlarıyla ilgilidir. Birkaç fonda beceriksiz
veya şanssız bir fon yöneticisi bulunsa bile bunlar incelenen fon grupları
içinde sadece ortalamayı biraz etkilerler. Şanslı veya becerikli fon
yöneticilerinin de bulunma olasılığını göz ardı etmemek lazım. Ancak Bireysel
emeklilik sistemine asıl zarar verecek olan bu sistemin ana parçaları olan
devlet, emeklilik şirketleri, fon yöneticileri veya dağıtıcılarının kısa vadeli
çıkarlar için sistemi kurcalamalarıdır. Kısa vadede bazı sorunlar çözülse de yatırımcıların
bu olayların farkına tahmin edilenden çabuk ve iyi vardıklarını unutmamak
lazım.
Sevdik mi tam severiz
Bu sefer fonlarının tartışmasız yıldızı Yabancı para
borçlanma araçları fon grubunu ve Karma fonları inceleyelim. İçinde ağırlıklı
olarak T.C. Euro Bondları olan YP borçlanma araçları fonlarının faiz
kazandırmalarından dolayı nakit dövize göre bariz üstünlükleri vardır. Üstelik bu
tahvillerin DTH’ın üstünde bir faiz getirisini olması da dövize yatırım yapacak
katılımcılar için onları oldukça cazip kılmaktadır. Uzun vadeli bir yatırım
olmaları gerekmesine rağmen bu fonlarında kısa vadeli konjonktürel hareketlere
bağımlı olduklarını, ne yazık ki, gözlemliyoruz. Aşağıdaki grafikte YP
Borçlanma fonlarının toplam fonlar içindeki payı ile TL’nin döviz karşısındaki
değer kaybının gelişimlerini gösteriyorum:
Sol eksen (kırmızı) kurların
değerlerini, sağ eksen (mavi) YP Borçlanma araçlarının toplam fonlar içindeki
payını gösteriyor
Yukarıda grafik yatırım tercihlerimizin kurların gelişimine
fazlasıyla duyarlı olduğunu gösteriyor: Kurlar düşerken dövizi hızla terk
ediyor, çıkarken aşıklar gibi koşarak sarılıyoruz: 2003-2011 döneminde döviz
kuru düşer veya sabit kalırken YP fonlara ilgi hızlı bir şekilde azalmış, toplam fonlar
içindeki payları %11’lerden %4'lere kadar gerilemiş. Ancak 2013’ten itibaren
kurların yükselmesiyle birlikte bu fonlara bir hücum başlamış ve oran %15’ler
seviyesine yükselmiş.
Karma fonlar
Adı üstünde karma olan fonların tanımı: “Her birinin değeri fon portföyünün %20’sinden az
olmayacak şekilde, fon portföyünün en az %80’i ortaklık payları, borçlanma
araçları, altın ve diğer kıymetli madenler ile kira sertifikalarının en az
ikisinden oluşan fondur”.
Bence esnek/değişken fonlarla birlikte fon yöneticisine
en büyük insiyatifi veren iki fon türünden biri. İçlerindeki varlık dağılımı
çeşitli olsa bile YP Borçlanma araçları fonlarına paralel bir gelişim
göstermişler, bu nedenle o fonlar da “Galacticos” sınıfına girdiler. Ağustos
2019 sonu itibariyle toplam fonların %2,16’sını teşkil ediyorlardı. Daha önceki
yıllardaki verilere ulaşmadım ancak o zamanlarda pek popüler olmadıkları
konusunda bir hissim var. Belki EGM ileride eski tarihli bilgilere ulaşmada
bizlere daha yardımcı olur.
Los Galacticos
YP Borçlanma araçlarının ve karma fonların iç verim oranlarına bakarsak yıllık % 5’in altına düşmeyen bir reel getiri hiç de azımsanacak bir oranı değildir. Gelişmiş ülkelerde bu seviyedeki oranların hisse senedi yatırımlarında beklenildiğini göz ardı etmemek lazım.
Yine yaptığımız gibi emekliliğe hak kazananların
yatırdıkları paraya göre bugün emekli olsalar elde edecekleri net reel gelir
grafiğine bakarsak karşımız çıkan tablo:
Benzer bir eğriye sahip olduklarından karma fonları
grafiği sade tutmak adına koymadım.
Boyut önemlidir!
İllaki olumsuzluk arayacaksak getirilerin yeni girenlerde
gittikçe düştüğü ileri sürülebilir. Bu aslında olayları biraz grafikle
anlatmanın azizliğinden kaynaklanıyor. Geçen yazıda belirttiğim gibi toplam
getiri=süre* iç verim olarak hesaplanıyor. İç verim %5-6 arasında neredeyse
sabit seyretmiş, hatta son yıllarda yüksek seviyelerinde. Buna rağmen son
yıllarda girenlerin (2010 veya hemen öncesi) süreleri kısa olduğundan (tabii ki
16 yıla göre kısa yoksa o yılların nasıl zor geçtiğini takdir ediyoruz) etkisi
azalıyor. Finansçıların kaldıraç etkisi dediğimiz olgu ile karşı karşıyayız.
Eskiler damlaya damlaya göl olur derlermiş, finansçılar kaldıraç diyor.
BES’in kaldıraç etkisinin ne kadar önemli olduğuna
yeterince burada da ortaya çıkıyor. Buna ağırlıklı ortalama vade veya türkigilizce
de duration deniyor
Transfer sadece sporda olmaz
TL cinsi borçlanma araçlarına yatırım yapanların
aldıkları katkıyı devlete iade ettiklerinden söz etmiştik. Anlaşılan o paraları
aynı devlete döviz cinsi borç verenler ceplerine koymaya başlamışlar. Yandaki meşhur resimdeki gibi aynı devlete kimin kendi parasıyla borç verdiği, kimin başka ülkelerin parasıyla borç verdiğini BES
katılımcıları da farkına varıp resmin doğru tarafına katılmışlar. Sonuçta işin ucunda
gerçek para olunca kimse kül yutmuyor.
Paylaştığınız bilgi ve analizler için teşekkürler ancak çizgelerde (grafiklerde) ve yorumlarınızda paylaştığınız rakamlara nasıl ulaştığınızı verilen detaylardan anlamak bazen tam olarak mümkün olmuyor. Bu çizgeleri, gösterdikleri serileri, bu serilerin nasıl hesaplandığını ve dayandıkları verileri örneğin bir MS Excel ya da Google Sheets dosyası olarak yazı bazında ayrı ayrı paylaşabilirseniz faydalı olabilir. Teşekkürler.
YanıtlaSil